13 Aralık 2012 Perşembe

OSMANLI TÜRK KILICI -






Türk kılıcında namlunun önden %35 lik kısmındaki en kalınlığından 1 cm dışarı taşan, kısma yalman denir.14.yy sonrasında daha belirgin hale gelen ve türk kılıcını diğer kılıçlardan ayıran yalman’ın, eğri kılıç kullanımının büyük kısmını teşkil eden kesme darbelerindeki müspet işlevi büyüktür. Özellikle büyük hacimli (kalın) ya da namlunun içinde uzun yol katetmesi gereken bir hedefte bu şeklin yararı ortaya çıkar. Yalmansız namlularda darbenin hedefe temasıyla birlikte, namlu boyunda başlayan salınım hareketi, namlunun sürdüreceği düzlemi bozarak başlangıçta taşınan kinetik enerjinin hedef içinde yol katettikçe azalmasına ve kesişin kuvvetinin tedricen azalmasına sebep olacaktır. Türk kılıcının ortalama %30-35’lik kısmını oluşturan yalman ise, kesişin önemli bir kısmının gerçekleştiği alan üzerinde olduğundan bu salınım hareketini engelleyip, hedef üzerinde yıkıcı bir etki oluşmasına imkan vermektedir. 16. yüzyılda Mısır seferi sonrasında, ciddi sayıda ve üstün nitelikli Memluk kılıç ustasının Osmanlı tebâsına dahil olmuş, bu insan kaynağı hazinesi de Mısır seferinin de-fakto ganimetlerinden biri olmuştur. Türk kılıcı bu dönemden sonra da değişimini sürdürmüş ancak yalman kullanımından vazgeçilmemiştir.Kabza kaplamalarında materyal olarak genellikle boynuz (gergedan, su mandası) kullanılmakla birlikte, sert ağaçların kullanıldığı örnekler de mevcuttur.